20 Mayıs 2013 Pazartesi

Aslında Dante ilk tanışmam meşhur 35 yaş şiiridir Cahit sıtkının son derece bilindik bir şiiridir,otuzbeş yaşın yolu yarısı olduğunu düşünenler bile 40 yaşında yada daha erken ölebildiğine göre, en iyi olasılıktır bulunduğun yaşın yolun yarısı olduğunu düşünmek öyle değilmi? Daha kaç günümüz kaldığını kim bilebilir ki ?Buna kimse garanti veremez.Üstelik arkamıza baktığımızda görüyoruz, ne kadar da az yaşamışız, ne kadar da çabuk tükenmiştir zaman, yitmiş ve gitmiştir,sanki bır hırsız gelmiş ve sizen bunu çalmış hissini verir.

O halde hayatımızın geri kalanını kurtarmakta yetkin olmalıyız, hayatımıza huzur katmasını beklerken sıkıntı verenlere, bizi haketmediği halde bize sahip olmaya cüret edenlere ,başka hiçbir şeyi düşünmeden yol vermeliyiz.Dönelim şiirimize,


OTUZ BEŞ YAŞ ŞİİRİ
Yaş otuz beş!Yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak,yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.

Şakaklarına kar mı yağdı ne var!
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz;
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?

Zamanla nasıl değişiyor insan!Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler,o şevk;o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.

Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.

Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar,ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.

Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze?Ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüğüm tarumar?

Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanmadın olacak.
Kimbilir nerde,nasıl,kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak.
Taht misali o musalla taşında.

Cahit Sıtkı TARANCI yıda burada anmak isterim nekadarda güzel yazmış,

ŞİİRİN AÇIKLAMASI

Şair,felsefi temalar,kapalı ve karmaşık mecazlardan kaçarak gündelik hayatı,anlık sevinç ve tasaları,
aşkı ve ölümü ele alır.Ölüm temasını Otuz Beş Yaş Şiir'indeki olduğu gibi bütün şiirlerine yaymıştır.
Dini ve tasavvufi bir yönü olmadığı için ölüm düşüncesiyle barışamaz;ölümü kader olarak kabul etmemiştir.Bu düşünce hep zihnini kurcalar durur.


Dönelim konumuz Danteye



Dante Alighieri (Mayıs-Haziran 1265, Floransa - 14 Eylül 1321, Ravenna) aslında belgesel ve dökümanlarda doğum tarihi bilnmemekle beraber yazmış olduğu eserlerden yola çıkılmakta bu İtalyan ozan ve politikacının,

En bilinen eseri, Ahirete yapılan bir yolculuğu anlattığı İlahi Komedya`dır (La Divina Commedia). Bu eser Cehennem, Araf ve Cennet isimlerinde üç ciltten oluşmuştur. Dünya edebiyat tarihinin en büyük eserlerinden biri kabul edildiği gibi, modern İtalyanca`nın da temelini oluşturur.


Domenico di Michelino (1465): Dante ve kitabı, Floransa
Modern Avrupa ve İtalya için önemli bir figürdür ve İtalya'daki metal 2 €'ların tura tarafında Dante'nin resmi vardır.Diğer ülkelerde farklı,


Ailesi ve ilk zamanlar 

Dante 1265 yılında doğduğu varsıyılır, Haziran ayında İkizler burcu olarak doğduğunu söylerler. Gerçek adı olan Durante'yi kısaltarak Dante`yi kullanmıştır. Dante'nin ailesi köklü ve asil bir aile olmakla beraber, sonradan fakir düşmüş ve aristokratik önemini kaybetmişti. Dante'nin babası II. Alighiero hakkında çok fazla bilgi yoktur, mesleği bilinmemekle beraber noter, hakim veya faizci olduğuna dair çeşitli görüşler mevcuttur. II. Alighiero hakkındaki belki de tek "kesin" bilgi onun Guelfolar partisine mensup olduğudur.
O sıralarda yönetim Ghibellinolar'daydı ve Ghibellinolar Guelfoları sürgün ederek şehirden uzaklaştırmışlardı. Dante'nin babası II. Alighiero Guelfolardan olmasına ve Dante doğduğunda Floransa Ghibellinoların yönetiminde bulunmasına rağmen, II.Alighiero ve ailesi Floransa'da ikamet etmekteydi. Dante babasını sevmezdi, bunun nedeni babasının kötü ünü veya silik kişiliği olabilir. Eserlerinin hiçbir yerinde babasından söz etmemiştir, aksine her fırsatta şövalyelik payesi bulunan dedesi Cacciaguida'dan bahseder, ailesinin soyunun Roma'ya dayanması ile övünürdü. Dante annesini daha çok küçük yaşlarda kaybetmiştir. Babası da o on sekiz yaşlarındayken vefat etmiş, bunun üzerine Dante üvey annesi (Monna Lapa) ve üvey kardeşleriyle yaşamak zorunda kalmıştır.

Eğitim ve şiir
Dante`nin eğitimi fazla bilinmemekte olup, kendi kendini geliştirdiği varsayılmaktadır. Dante'nin ilk öğrenimini Santa Croce papaz okulunda bitirdiği sanılmaktadır. Her ne kadar Dante yüksek öğrenime devam edemese (veya etmese) de, kendi kendine okumaya ve çalışmaya devam etmiştir. Öğrenmeye büyük bir tutkusu vardı, önemli Latin ve Yunan eserlerini okumakla kalmıyor, dönemin İtalyan şairlerlerinin eserlerini de okuyor, bunlara büyük bir önem veriyordu. Yazmak konusundaki yeteneklerini ilerletirken, astronomi, resim ve felsefe gibi konularda da kendisini geliştiriyordu. Dönemin önemli isimlerinin düzenlediği toplantıları kaçırmıyor, birçok önemli isimle arkadaşlıklar kuruyordu. Bu kişilere örnek olarak devrin ünlü Floransa'lı şairi Guido Cavalcanti'yi verebiliriz.

Beatrice
Dante denince ilk akla gelen isim belki de onun sonsuz bir aşk ile bağlandığı Beatrice'dir (Türkçe okunuşu: Beatris). Dante'nin çocukluğu ve gençliği hakkında çok az bilgiye sahip olunsa da, şairin dokuz yaşındayken kendisinden bir yaş küçük Beatrice'ye aşık olduğu kesin olarak bilinmektedir. Komşuları Floransa'lı şövalyelerden olan Folco di Ricovero de' Portinari'nin kızı Beatrice ile komşularının evindeki bir eğlence sırasında tanışmıştı. Tanıştığı ilk andan beri Dante Beatrice'e büyük bir tutkuyla bağlandı. Beatrice ile ikinci kez karşılaştığında on sekiz yaşındaydı, bu ikinci karşılaşmadan sonra Beatrice'e olan sevgisi daha da derinleşti. Beatrice'e olan aşkı yazımını ve şiire olan bakış açısını büyük oranda etkileyecekti; İlahi Komedya'nın tohumlarını atan belki de Beatrice'ye olan aşkıydı. Dante aşkından sevgilisine hiçbir zaman söz etmemiştir, nitekim 1288 yılında Beatrice Floransa'lı şövalyelerden Simone dei Burdi ile evlendi. Fakat Beatrice evliliğinden sadece iki sene sonra, 1290'da, yirmi dört yaşında öldü. Beatrice'nin ölümünden sonra Dante çalışmalarına daha sıkı sarılmış, Latin edebiyatı ve felsefeye kendisini adamıştır. Kuşkusuz Beatrice'nin ölümü Dante için büyük bir şoktu ve yazarın yazım hayatını da fazlasıyla etkiledi. Beatrice'nin çok genç bir yaşta ölmesi, Dante'nin onu ölümsüzleştirmesine yol açmış, fikriyatında Beatrice'ye maddi, ölümlü ve insani bir görünümden ziyade manevi, ölümsüz ve ilahi bir görünüm vermesine neden olmuştur.

Evliliği 
Dante daha 12 yaşındayken ailesi tarafından Gemma di Manetto Donati ile sözlenmiştir demekki bu sadece anadaluda olmuyor o dönemin floransasında'da oluyormuş.Neyse ailesinin de ısrarlarıyla, 1295 yılında Floransa'lı tanınmış Donati ailesine mensup Gemma ile evlendi. Gemma'dan Pietro ve Jacapo isimlerinde iki oğlu ve Antonia isminde bir kızı olmuştur. Dante ile Gemma'nın mutlu bir evlilik geçirdikleri söylenemez. birçok kaynağa göre Dante Gemma ile olan evliliğinde hiçbir zaman mutlu olamadı. Yine de Dante evliliğin kutsallığına inanan birisiydi ve Gemma ile olan ilişikisine dair pek bir kanıt yoktur, kendisi de bundan eserlerinde bahsetmemiştir.
Dante sürgün edildikten sonra karısını bir daha görememiştir.


Dante Alighieri portresi
Floransa ve Dönemin siyasi durumundan bahsedersek,
Devrin Floransa'sında bellibaşlı iki parti vardı: Ghibellinolar ve Guelfolar. Ghibellinolar imparator tarafından destekleniyor, aristokrasiyi savunuyorlardu; Guelfolar ise papa tarafından destekleniyordu. Sonraları Pistoia Guelfoları "Beyazlar" ve "Siyahlar" olarak iki ayrıldılar. Bu genel anlamda Guelfoların ikiye bölünmesine yol açtı. Beyazların başında Cerchi ailesi vardı. "Popolo grasso" diye adlandırılan zengin burjuva sınıfı tarafından destekleniyorlardı, reformist düşünceleri vardı, papa ve papalık konusunda da daha temkinli bir görüşe sahiptiler. Siyahların başında ise Donati ailesi bulunuyordu. Feodal devirden kalan çeşitli asilzadelerden oluşan bu grup, "Popolo minuto" diye adlandırılan küçük zanaatkarlar, işçiler gibi daha düşük bir halk tabakası tarafından destekleniyorlardı. Siyahların düşüncesi daha bağnazdı ve dogmatik anlamda papacıydılar.

Dante'nin Siyasi Hayatı
Dante daha 24 yaşında, 1289'da, Floransa'lı Guelfo şövalyeleri ile birlikte Campaldino savaşında Arezzo Ghibellinolarına karşı savaşmıştır. Eşi Gemma Donati tarafından Siyahların başkanı konumundaki Donati ailesi ile akraba olsa da Beyazların taraftarı olmuştur. Devlet işlerine katılmak isteyen Dante Hekim ve Eczacılar loncasına yazılmıştır. Bunun nedeni dönemin yasalarına göre asilzadelerin kamu işlerine girebilmeleri için öncelikle zanaat loncalarından (Corporazioni di Arti e Mestieri) birine kaydolmalarının şart koşulmasıydı. Dante politik hayatına başladı.

Bu sıralarda Papa VIII. Bonifatius Floransa'nın iç işlerine karışmaya, Beyazlara karşı sık sık Siyahlara arka çıkmaya başlamıştır. Papanın bu girişimleri Floransa'nın önde gelenlerini, özellikle de Beyazlar'ı fazlasıyla rahatsız ediyordu. 1300 yılında Dante iki aylığına Floransa hükümetinin başındaki altı kişilik kurula seçildi. Beyazların Floransa'daki iktidarına son vermek amacıyla Papa Bonifatius harekete geçmeye karar verdi. Papa Fransa kralı Philippe le Bel'in kardeşi Charles de Valois'yı Floransa'ya gitmeye ikna etti. Floransa bundan rahatsız olup Papayı kararından döndürmek amacıyla içinde Dante'nin de bulunduğu bir heyeti Roma'ya gönderdi. Roma'da heyeti oyalarken, 1301 yılında Charles de Valois süvarileriyle birlikte Floransa'ya girdi. O sıralarda şehrin iktidarı Beyazların elindeydi ve Siyahların çoğunluğu sürgün edilmişti. Charles de Valois Siyahları da kendi saflarına alarak Beyazları şehirden çıkarmıştır. Beyazların mallarına el konurken bir kısmına idam cezası verildi, çoğunluğu sürgüne gönderildi.
Dante hiçbir zaman Papa VIII. Bonifatius'u sevmemişti. Beyazlara karşı girişilen hareketten nasibini alarak, 27 Ocak 1302'de sahtekarlık, gayri meşru kazanç elde etmek gibi asılsız suçlardan ötürü para cezasına çarptırıldı ve iki yıllığına Florasa'dan sürgün edildi. Ayrıca bir daha devlet işlerinde çalıştırılmayacaktı. Daha sonra hakkında yeni bir karar daha verildi: Floransa'lı askerler tarafından ele geçirildiği takdir de idam edilecekti.

Sürgün ve Ölüm 
Dante mahkemenin kararlarını öğrendiğinde Floransa'da değildi. Hakkındaki sürgün kararı nedeniyle Floransa'ya da dönemedi. Beyazlar Floransa'da iktidarı geri ele geçirebilmek için çeşitli girişimlerde bulundular, fakat başarısızlığa uğradılar.
Zamanla arkadaşlarına olan güveni ve inancını kaybetmeye başladı. Büyük bir acı içinde olduğu bu günlerde İlahi Komedya'yı yazmaya başladı. İlk olarak Verona'ya gitti, bir ara Padova'ya geçti. Bazı kaynaklara göre Paris'e de gitmiş ve burada felsefe ile teoloji okumuştur. Bazı zayıf rivayetlere göre Paris'ten sonra Oxford'a da kısa süreliğine geçmiştir. Fakat bu çok zayıf bir rivayettir ve bugünkü tarih otoriteleri tarafından sıklıkla yalanlanmıştır.
Dante 1311 yılında o sıralarda Casentino'da bulunan ve İtalya'yı işgale başlamış olan Lüksemburg kralı VII. Henry'ye mektuplar yazarak, onu Floransa'ya da savaş açmaya davet etti. Kralın İtalya'yı işgali birçok İtalyan şehrinde büyük bir nefretle karşılandı, Floransa'nın da dahil olduğu bu şehirler birlikte karşı koymak için kendi içlerindeki sorunları bir süreliğine askıya alıyorlardı. Bu dönemde Floransa sürgün edilmiş Beyazların bir çoğunu geri çağırdı, fakat Dante bunların arasında değildi. Bunun nedeni büyük ihtimalle kral VII. Henry'ye yazmış olduğu mektuplardı. 24 Ağustos 1313'de kral öldü, artık Floransa'ya tekrar dönebilme umutları yok olmuştu. Dante, kısa bir süreliğine Lucca'da kaldıktan sonra Verona'ya döndü. Daha sonra Ravenna prensi Guido Novelloda Potenta'nın davetiyle Verona'dan Ravenna'ya geçti, kısa geziler ve ayrılıklar dışında ömrünü burada geçirdi. 1321 yılında, 56 yaşındayken burada öldü. Ölüm nedeni kesin olarak bilinmemekle beraber, bazı kaynaklara göre ölüm nedeni sıtmadır.

Eserleri 
Dante'nin eserlerini sınıflandırmanın pek çok yolu vardır. Her ne kadar eserlerin sıralanmasında genelde kronolojiye dikkat edilse de Dante'de öne çıkan sıralama özelliklerinden birisi de eserlerin yazıldığı dildir. Dante eserlerinin bir kısmını Latince, bir kısmını ise halk dili olan İtalyanca ile kaleme almıştır. birçok eser kaleme almıştır ama şaheseri hiç kuşkusuz İlahi Komedya'dır  italyanca orjinal adı ile La divina commedia dır.